SEVGİ VE ÖLÜM
Yazacağım birkaç şey var ölüm için ve olmalı. Alışmadığımız bir kelime değil belki ama bilmediğimiz son veya başlangıç. İlk sormamız gereken kendimize, ne beklediğimizdir hayattan yani sadece yaşanması gereken umutları, yaşanması gerektiği şekilde mi yaşıyoruz ki bunlar içinde en sık ve değişmez olanı ölümdür
; yoksa geleceğimiz gerçeklerin çelişkilerini kapsayabilecek-anlayabilecek kadar derin ve güzel mi?Varoluşumuzun bilinmezliği ve anlamsızlığıdır bizi ölümden bu denli korkutan. Anlık zevklerimiz değil mi, bu korkularımızdan bizi anlık uzaklaştıran ve “ayıldıktan” sonra uyuşmuş beyinlerimizi daha da ağrıtan. Dünya kadar anlamlı olmalı insan, dünyaya anlamını yazmalı ki içindeki bilge uyansın ve ona hükmedebilsin. Milyarlarca ihtimalden can alan insan bedeni, milyarlarca ölümle yüzleşiyor yaşarken ve bilge
olanlar yaşıyor çelişkileri teker teker ve seve seve. Aşk da böyle birşey işte; kaç kere ölümü ve kaybetmeyi gördük sevdiğimizin tırnaklarında, kaç kere sevdik ölümü, dünya varoldukça. İşte böylesine hakkını vermeliyiz hayatın ve ancak severek öğrenebiliriz; milyarlarca ölerek bir aşkta severiz ölümü…